18 Ağustos 2009 Salı

Hedeflerimize Ulaşmak Zormu?

Bizleri hedeflerimize ulaşma yolundan bir çok engelin alıkoyduğu bir gerçek. Bazı zamanlarda en yakınlarımızın bizi engellediğini hiç düşündünüz mü? Yakın çevremizdekiler kötü niyetle olmasada ''Potansiyelimizi'' ortaya çıkarmamızı engelleyen bir çok kişi bulunabiliyor. Çoğu zaman istemeden yanlış yönlendirmelerde bulunarak başarımıza ve hedeflerimize engel olabiliyorlar.
Bir araştırma ekibi çok soğuk ve karlı bir kış günü dağda yürürken, içlerinden ikisi çok derin bir çukura düşer. Diğer ekip üyeleri çukurun etrafında toplanırlar ve ''Çukur çok derin asla dışarı çıkamassınız'' derler. Ekip üyelerinin yapacağı hiç bir şey yoktur. Çünkü halatları onları çıkarmak için bu mesafeye uygun değildir, teknik ekipmanları yetersizdir, cep telefonları yoktur, tek telsiz ise düşen kişidedir ve oda kırılmıştır. Araştırma kısa süreceğinden kumanyaları yetersizdir, En yakın yerleşim yerine ulaşmaları ve yardım getirmeleri mümkündür ancak bu süreçte çukurdakilerin donarak ölmeleri kesindir.
Ancak çukurdaki kişiler, arkadaşlarının söylediklerine aldırmadan çukurdan çıkmak için mücadele ederler. Yukarıdan çukura bakan diğer ekip üyeleri; arkadaşlarına acımasızca bağırarak boş yere çaba göstermeyin öleceksiniz der. Sonunda çukurdaki araştırmacılardan birisi söylenenlerden etkilenir ve mücadeleyi bırakır. Diğer araştırmacı ise büyük bir hırsla tırmanmaya, düşmeye, tekrar tırmanmaya ve tekrar, tekrar devam eder. Ne var ki, yaşam mücadelesi onun için devam ediyordur. Yukarıdaki ekip arkadaşları ellerindeki son yiyecek ve suları arkadaşları için aşağı atıp yola devam etmeye başlamışlardır.
Bunu gören ve mücadeleye devam eden araştırmacı moralini bozmaz ve tırmanmaya devam eder bu kez başaracağına ve yukarı çıkıp çok sevdiği eşine ve oğluna geri döneceğine karar vermiştir. inancı, hırsı, ailesine olan sevgisi, yaşam isteği sayesinde başarır ve çukurdan çıkar.
Ayrıca bu insan sağırdır. O yüzden arkadaşlarının ümit kırıcı sözlerine kulak asmamıştır.
Bu olaydaki gibi, ne zaman olursa olsun, hangi şartlarda olsak da yakınlarımızın, arkadaşlarımızın, felaket tellallarının '' yapabileceklerimizi '' engellemelerine fırsat vermemeli, kendimize güvenerek etrafımızdaki insanları da ikna etmeliyiz. Bazan sağır olmanın faydalı olabileceğini de düşünerek karalılıkla hedefimize devam etmeliyiz.

17 Ağustos 2009 Pazartesi

Emeğin Değerini Bilmek!

Renklerin ustasi olarak anilan büyük bir ressamin öğrencisi eğitimini tamamlamış. Büyük usta ogrencisini uğurlarken, yaptiği resmi şehrin en kalabalik meydanina koymasını ve yanına da kırmızı bir kalem birakmasını, halktan beğenmedikleri yerlere carpi koymalarını rica eden bir yazi iliştirmesini istemiş.
Öğrenci birkaç gün sonra resme bakmaya gittiğinde resmin carpilar içinde olduğunu görmuş. Üzüntüyle ustasına gitmiş. Usta ressam üzülmemesini ve yeniden resme devam etmesini onermiş. Öğrenci resmi yeniden yapmiş. Usta yine resmi şehrin en kalabalik meydanina birakmasini istemiş fakat bu kez yanina bir palet dolusu çesitli renklerde boya ile birkaç fırca koymasini ve yanina da insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazi ile bırakmasını önermiş. Öğrenci denileni yapmiş..
Birkaç gün sonra bakmış ki resmine hic dokunulmamıs. Sevinçle ustasına koşmuş. Usta ressam şöyle demiş: "İlkinde insanlara fIrsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanaği ile karşılasılabileceğini gördün. Hayatinda resim yapmamiş insanlar dahi gelip senin resmini karaladı. İkincisinde onlardan yapıcı olmalarını istedin. Yapıcı olmak eğitim gerektirir. Hic kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye cesaret edemedi. Emeğinin karsılığını, ne yaptığından haberi olmayan insanlardan alamazsın. Sakın emeğini bilmeyenlere sunma ve asla emeğin değerini bilmeyenle tartisma!

İnsan Kendi Değerini Nasıl Anlar?

Bizler Kendi değerimizi ancak yaşadığımız olaylar sonucunda daha iyi anlarız. ''Herşey insanın kendi elindedir bir şeyi çok istersen neden gerçekleşmesin'' çok duyduğumuz bir sözdür. değerimizide ortaya koymak ve koymamak gene bizim elimizdedir.

Öncelikle kendimize şunu soralım neyi nekadar iyi yapıyoruz? Bir Satış yetkilisi veya Satış Müdürünün amacı nedir? Çalıştığı firmasının kurumsal iş hedefleri doğrultusunda, Şirketine verimli ve kalıcı müşteriler kazandırmak temel görevi değilmidir? Eğer gerçekleştiriyorsa zaten değerini göstermiş olur ve kendini daha iyi hisseder çünkü başarılıdır, hedeflere ulaşıyordur, böylece kendi değerini daha iyi anlamaya başlar.

Hayatım boyunca hiç bir zaman yapmam gerekenin en iyisini yapıyorum dememişimdir. Yapmam gerekeni yaparak başarılı oldum ve bu düşünce yapısıyla kendimi değerli bulmuşumdur.

Sizlerde zaten öyle değilmisiniz?

13 Ağustos 2009 Perşembe

Bizler Değerlimiyiz?

İş hayatımızda yaşadığımız kötü tecrübeler bizleri en çok ''değerlimiyiz'' sorgulamasına götürmüştür. Günümüzde en çok yaşanan örneklerden biri ise İşsiz Kalmak diğer adıyla ''Kovulmak'' İşte hemen kendimizi değersiz ve yıkılmış hissederiz.


Bu gibi durumlar da Bakış açımızın daha farklı olması lazım, çünkü çalıştığımız şirketle farklı anlayışlar içindeyiz diye düşünmemiz gerektiğine inanıyorum. Diğer bir bakış açısıyla bakarsak bu durum girişkenliği simgelediğinden, kovulmak çalışanları kariyerlerinde her zaman bir adım daha ileri götürmüştür.


Hiç bir insan değersiz değildir, aksine hepimizin bir değeri vardır; Bir inşaat işçisi harc yaparak, iş makinası operatörü kullandığı iş makinasıyla, pilot kullandığı uçakla, bir satıcı firmasına kazandırdığı parayla zaten değerini göstermektedir.